Abdülkadir Şenkal, istanbul: Alfa Yayınları, 2005, 606 s.

Hiç şüphesiz küreselleşmeden en çok etkilenen bilim dallarından biri de sosyal politikadır. Bu kitabın amacı da küreselleşmenin sosyal politika üzerindeki etkilerini tartışmaktır. Yazar, bu ba ğl a m da , küreselleşme ile birlikte günümüzde Sanayi Devrimi'ne benzer, hatta daha geniş kapsamlı ve daha derin etkileri o l a n b i r yapılanmanın ortaya çıktığını iddia etmektedir. Bu durumu "Bir bakıma insanlık aşina olduğu bir filmi yeniden izliyor gibi." diyerek çarpıcı bir şekilde ifade eden yazar, iddiasını da, Sanayi Devrimi ile birlikte ortaya çıkan sorunların sadece ingiltere, Fransa, Almanya gibi sanayileşen ülkeleri bağladığını, fakat günümüzde küreselleşme ile birlikte ortaya çıkan sorunların evrenselleştiğini vurgulayarak desteklemektedir. Altı bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde yazar, bir bilim dalı olarak sosyal politikanın doğuşu ve gelişimi üzerinde durmaktadır. ikinci bölümde, küreselleşme olgusunu ele aldıktan sonra, küreselleşme ve sosyal politika krizi arasındaki bağlantıyı analiz eden yazar, üçüncü bölümde, küreselleşme ile birlikte kurulan yeni sosyoekonomik düzen hakkında bilgi verip, özellikle yeni sosyo-ekonomik düzenin sosyal politika anlayışına dikkat çekmektedir. Dördüncü bölümde, refah devleti olgusu ile birlikte küreselleşmenin refah devletleri üzerindeki etkilerini tartışıp, sivil toplum kuramı ve sosyal politika ile sivil toplum örgütleri arasındaki ilişkiye ayrıntılı bir bakış açısı sunmaktadır. Beşinci bölümde, sosyal politikanın en önemli konularından olan sosyal dışlanma, yoksulluk ve gelir dağılımındaki bozulma, küreselleşme karşısındaki konumlarıyla karşımıza çıkmaktadır. Yazar, altıncı bölüm olan son bölümde, küreselleşmenin işçi sınıfı ve sendikal hareket üzerindeki etkilerini ortaya koymakta, çalışmanın değişen doğası, teknolojik gelişmeler, işsizlik ve sendikaların geleceği konularını tartışmaktadır. içeriğinin yanı sıra, gerek Türkçe gerekse yabancı dilde, oldukça geniş bir literatüre sahip olan kitap, metodolojisi ve güncel ekonomik sosyal tabloları ile ilgi uyandırmaktadır. Kitapta, genel bir giriş ve sonuç bölümlerinin ötesinde, her bölüm kendini ilgilendiren bir giriş ve sonuç bölümü içermektedir. Bu bağlamda, her bölüm kendi içinde bir bütünlük sergilemekte ve okuyucuya daha iyi, daha sistematik bir kavrama imkânı tanımaktadır.
Kitapta küreselleşme sürecinde Türkiye'nin rolü üzerinde hiç durulmadığı için, Türk sosyal politikaların oluşumu ve gelişimi hakkında bir bilgi edinmek ne yazık ki mümkün olmamaktadır. Türkiye, sosyal politika yönüyle henüz kendini ispatlamış bir ülke olmamakla birlikte, ülkenin son yıllarda sosyal güvenlik sisteminde yapmak istediği reformlarla sık sık gündeme geldiğini de unutmamak gerekir. Yazarın, küreselleşmenin karşısında Türk sosyal güvenlik sisteminin ve endüstri ilişkilerinin yeniden yapılandırma baskıları ile karşı karşıya geldiğini hiç dile getirmemiş olması, kitabın yetersiz olduğu anlamına gelmez. Ancak dünyadaki gelişmeleri takip etmek kadar bunların Türk sosyal politika üzerindeki etkilerini de hesaba katmak suretiyle küreselleşmenin millî boyutu da ele alınmış olsaydı kitabın bütüncül değeri daha da önem kazanmış olurdu. (Cihan Selek)